ALİ DOĞAN
Tarih-i Keysun
24.06.2010 21:12Tarih-i Keysun
(1)
Tarih ilmi her ne kadar mâziyle ilgilense de asıl maksadı geleceğe ışık tutmaya ve yön vermeye çalışmasıdır.Bir insanı ayakta tutan hafızası, bir milleti ayakta tutan da tarihidir. Tarih de bir milletin hafızası değil midir? O sebeple, geçmişi iyi okuyup, bugüne ışık tutmamız, geleceğe emin adımlarla ilerlememizi sağlar.
Hepimiz okul çağlarında bir şekilde Tarih eğitimi aldık. Sizlerin nasıl bir Tarih öğretmenine sahip olduğunuzu bilemiyorum, ama benim gerek ortaokulda, gerekse lisede derslerine katıldığım pek çok Tarih öğretmeni beni gerçekten sıkmıştı. Masasına kurulup açtıkları bir kitap ya da ders notundan saatlerce masal okumuş ve not tutturmuş olan bu öğretmenlerimin bana Tarihi sevdiremediklerini açıkça söyleyebilirim. Tarihi okumak, hem de doğru okumak bize ve ülkemize yön verecek yegâne vasıtadır. Geçmişte yapılanları anlatıp onu bir övünme aracı olarak kullanmak yerine, ondan dersler çıkarmalı, örnekler kopya etmeliyiz. Bu, Tarih bilincinin doğru verilmesi adına çok önemli bir konudur. Köşemde ben bu bilinç ışığında belli aralıklarla yöremizin tarihi ile ilgili sizleri aydınlatacağım.Kimbilir belki ilerde bu notlarımı biraz daha zenginleştirip belki kitap haline bile getirebilirim, Kimbilir...
*** *** ***
Bucak merkezinin yerleştiği yerde yaklaşık 20m. Yükseklikte bir höyük vardır. Tarihi Keysun kalesi bu höyüğün üzerindeymiş. Tarihte etkin roller oynayan bu kalenin adı BEYSUN ve GEYSUN kelimelerinin değişimi sonucu oluşmuştur. Besni İlçesinin güneyindeki geniş bir ovanın ortasında bulunan Keysun kalesinin, ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Sık sık savaşlara sahne olan kale, çok defa yıkılmış ve tekrar yapılmıştır. Kalenin höyüğü ve su kaynakları meşhurdur.Keysun Kalesinin son yapı Evrelesi Ortaçağ'a tarihlenmektedir.. Ancak kaleye ait kalıntıları günümüzde görmek mümkün değildir. (Kaynak:Turgut H. Zeyrek Besni ( Adıyaman) yüzey araştırması-2006 Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Dergisi Mayıs 2007 Sayı 24)
Çakırhüyük ismi Keysun isminin sonradan cumhuriyet döneminde değiştirilen şeklidir. Ama tarih boyunca bu yer "Kişum","Kaysum", "Cesum", "Kaeasun", "Kesun", "Keasun" olarak adlandırılmıştır . Süryani Mihael ve Mateos'da "Keysun" , "Kaysun" Grigor'un Urfalı Mateos'un zeylinde ise "Gison" olarak geçer ve "Güzel" manasında olduğu açıklanmaktadır. Keysun ismi tarihçiler tarafından genellikle Maraş-Göksun ile karıştırılmaktadır. Süryanice "Kayşum", Arapça "Kaysum", Rumca "Kaesoun", veya "Kessounion"'dur. Burası Adıyaman ile Besni arasındadır.
Arkeolojik kazılardan elde edilen bilgiler Kummuh krallığı'nın (MÖ.1000 ) Keysun (Şimdiki Çakırhöyük Beldesi) ile güneyinde yer alan çakırhüyük'ün mahallesi olan Boybey-pınarı'nda hüküm sürdüğü burada elde edilen Kummuh krallığı'ndan kalma Luvi Hiyeroglif (resimli yazı) yazısıyla yazılmış taş bloklardan anlaşılmaktadır. Çakırhüyük'e bağlı Boybeyi köyünde halen Boybeyi diye adlandırılan bir saray harabesi vardır. Bu sarayın Toktamış a ait olduğu söylenir. Yine burada Boybeypınarı denilen yere Hitit Hiyeroglifleri bulunarak Ankara müzesine götürüldüğü belirtilmektedir.
Yörenin yazılı tarihi Anadolu'nun genel yazılı tarihinin başladığı MÖ. 1800 yıllarında Hititlerle başlar.
Milattan Önceki dönemde yöreye bir süre Babil Devleti Hâkim olur. Daha sonra sırasıyla Akatların, Hurrilerin, Mitanilerin ve doğudan gelen kavimlerin hâkimiyetine girer. Arkeolojik kazılardan elde edilen bilgiler Kummuh Krallığı'nın (MÖ.1000) Köseceli'nin Güney Doğusu'nda yer alan Keysun (Şimdiki Çakırhüyük Beldesi) ile güneyinde yer alan Boybeypınarı'nda hüküm sürdüğü burada elde edilen Kummuh Krallığı'ndan kalma Luvi Hiyeroglif (resimli yazı) yazısıyla yazılmış taş bloklardan anlaşılmaktadır. Devam Edecek...