BİR GÖZLEMCİNİN GEZİ NOTLARINDA ''KEYSUN OVASI''

24.06.2010 16:53

         

           Bir kişinin gezdiği, gördüğü ve incelediği yerlerden edindiği bilgi, görgü ve izlenimleri yansıtan yazıya ‘gezi yazısı’ denir.Bu tür yazıların ağır basan yönü, anlatılanların dikkatli bir gözleme dayanmış olmasıdır.Gezi yazılarında yalnız gezilip görülen yerlerin doğal özelliklerinin belirtilmesiyle yetinilmez. O yerlerdeki insanların gelenek, görenek ve zevkleri de tanıtılmaya çalışılır.Böyle yazılar yazmak ''gezer gibi olmak''   genelde insanların hoşuna gider. Gezi yazıları yazarak bir nevi  ülkenin kargaşa dolu gündeminden kaçar insan.Aşağıda bir gezgin- gözlemcinin keysun ovası ve Tavaş'a ait gözlemleri bulunmakta..Esasında bu Gezi Notları, Gözlemcinin Gaziantep-Besni arasındaki gözlemleri kapsıyor  ama ben bu gezi notlarının bizim ovayı kapsayan kısmını  sizlerle paylaşmak istedim... 

   

      Bir Gözlemcinin (Mehmet NARİÇİ) Gezi Notları'ndan                      

 ''Gaziantep - Besni yolunda seyahat ederken, Yavuzeli Karapınar gölüne uğrayarak; Karadağ'da ki dolmenleri gördük. Araban üzerinden Besni ilçesi Köseceli Kasabasına kadar gelmiştim. Buradan yola devam etmeden güzergaha bir kısa yol saplaması yaptım.

Şimdi gideceğim yer Besni ilçesi, Kesmetepe kasabası mesire yeri ve arkeolojik ören yerleri olacak. Adıyaman-Gaziantep karayolunda Tetirli'yi geçince sağ-doğuya saptım . Çakırhüyük(Keysun)-Kesmetepe(Mehmanlı) yolundan devam ederek bir köyden geçip 7-8 km. gidince, Keysun ovasının başında sağda beni ve sizi bekliyor Tavaş.

Tavaş bu yörenin suyu en bol olan mesire yeri. İlk göreceğiniz civar köy çocularının havuzda sansürsüz banyo yapmaları. (Küçükler için söylüyorum). Buradan doğuya doğru göz alabildiğine bakacaksınız. Gaziantep'ten beri üçüncü ova, Fırat'a kavuşan Göksu ırmağına ulaşır. Arada kısa bir kokurdanlık(taşlı saha) olmasaymış Fırat'la buluşacaktı. Burada da sulu tarım yapılır. Pamuktan karpuza kadar ne ekersen biter. İçine bir giriversen çukurova da sanarsınız kendinizi. Çevre tepelerin ne kadar demir yüklü kırmızı toprağı varsa hepsi binlerce yıl boyu bu ovaya akmış. şöyle bir bakın yeşile doyarsınız.

Piknik yeri Tavaş'ın suyu bu ovaya akar. Su çevresi ağaçlandırılmış ve düzenlenmiş. Bu çevrede bahardan güze kadar hafta sonu tatili yapabilecek en güzel yerdir. Burada bir yüzme havuzu ihtiyacı var, onuda Kesmetepe belediyesi düşünür elbet. Buraya sadece piknik için gelmedim. Bakın şu su gözünden yukarı doğru.

Nuh'un Cizre'den sonra çoğalan çocukları torunları mezopotamyadan Harran üzerinden Anadolu'ya doğru bu topraklar üzerinden dağılmışlar. İşte izleri buradan başlıyor. Tavaş piknik yeri güneye, sırtlara doğru sit alanı. Kesmetepe'nin kuzeyi ova güneyi de dağlık bu dağ sırası doğu batı istikametindeki dördüncü dağ. Kızıldağ adıyla bilinen bu dağlar bu ova ile Fırat'ın buluştuğu yerde yere iner sonlanır. Ama hep böyle tarih kokar. Bu tepelerin üstleri Tavaş çevresi gibi kaya evleri ile zengindir.

Sıra mağaralar bir semti oluşturur, Çatalmağara başlıbaşına bir merkezdir. Tepelerin üstünden de dolmenler görülüyor. Şu yanda da büyük mağara yanında küçük mağara var. yine balıklı kaya evleri gezebilirsiniz. Burada bütün tepelerdeki kayalar işlenmiş. Kesmetepe adıda belki buradan kaynaklanıyor olsa gerek. Eski ismi Mehmanlı da misafirperver anlamındaymış.

Bu çevre tepeler, hep arkeolojik tarih kokuyor. Bu konuya ilgi duyanların kaçırmayacağı mekanlar. Altınlıdere mağaraları ayrı bir mağaralar semti, Büyük mağara genişliği 480 m2 civarında görülen yeri toprak altındaki bölmeler ne kadar kim bilir. Bu mağaralar define avcılarınca rahat bırakılmadığı gibi arkeolojik çalışmalarda baraya uğramamış. Tavaş çevresi dikenli tel çite alınmış. Diğer yerler kendi halinde kaderini bekliyor. Söylendiğine göre yakın zamanlara kadar görülebilen kabatma rölyefler artık yokmuş. Mağara içi ve civarında oyma odaların önünde değişik yaşam gereçlerinin taş oyma örnekleri görülebilir.

Bu sırtların tarihi Kommagene, Roma'lılar hatta M.S.bin yıllarına kadar uzayan arkeolojik buluntulara sahiptir. Bu sırtın arka yüzünde ki tatlı bir vadi de taban mozaikleri bulunmaktadır. Bu civardaki diğer çevre tepelerde de dolmenler (Karagüveç-Kargalı arası) Hacıhalil-Dikilitaş yakınlarındaki kızıldağ sırlarında dolmen ve Sesönk(dikilitaş) anıt mezar tümülüs kalıntısının dev sütunları kilometlerce uzaktan görülebilmektedir.

Treaking heveslileri için buraları aranıpta bulunamayacak, tarih ve doğa zenginliğine sahip yerler. Bir kamp kurmak suretiyle çevrede değişik tatil ve gezi atmosferi yaşanabilir. Tavaşta da pikniğinizi yaparsınız. Ama böyle belirttiğim gibi geniş gezerseniz çok güzel değişik yerleri ve çeşme başlarını görebilirsiniz.

Yukarı Söğütlü mozaik kalıntıları zaten apayrı öneme sahip kitabeside üzerinde yazıyormuş. Birara bu mozaikler Adıyaman Müzesine taşınıp sergilenecek diye duymuştum ama binlerce yıl burada saklanmış olan tarih hazinelerinin bulunduğu yerde korunması en iyisi, korunamıyorsa bırakın bin yıl daha uyusun rahat yerinde. Tarihten arkeolojiden anlatınca yazıda uzuyor. Ama biz piknik yerindeyiz ne de olsa yerimiz keysun ovasına göre serin. Birde azığımızı yeterli ve gereğince almışsak karnımızı doyurur yola devam ederiz.

Buradan tekrar ana yola çıkıp Köseceli içinden besniye doğru yola devam ediyoruz.''